фалан филян на турецком что значит

falan filan

1 falan filân

2 falan fıstık

См. также в других словарях:

falan filan — is. Önem verilmeyen, hafifsenen kimse, şey, filan falan, falan festekiz, falan feşmekân Ona kâğıt, kalem falan filan lazım … Çağatay Osmanlı Sözlük

falan — zm., Ar. fulān 1) Söylenmesi istenmeyen veya gerekli görülmeyen bir özel adın yerini tutan kelime, filan Bana falan geldi, falan gitti diye anlatmaya başladı. 2) is. Cümlede belirtilen nesne veya nesnelerden sonra gelerek ve benzerleri anlamında… … Çağatay Osmanlı Sözlük

filan — zm., Ar. fulān Falan Birleşik Sözler filan falan falan filan … Çağatay Osmanlı Sözlük

filan falan — is. Falan filan … Çağatay Osmanlı Sözlük

falan festekiz — is. Falan filan Unutma, yok bilmem, görmemiş, falan festekiz gibi masallar anlatmaya başladı … Çağatay Osmanlı Sözlük

falan feşmekân — is. Falan filan … Çağatay Osmanlı Sözlük

falan fıstık — is., ğı Falan filan … Çağatay Osmanlı Sözlük

Redd — Основная информация Жанры … Википедия

estek köstek — is. Falan filan Haberler iyi değil, rivayetler gönlümü bulandırıyor, sürgünmüş, göz hapsiymiş, estek köstek. A. İlhan Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller estek köstek etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük

uçkur — is. 1) Şalvarı bele bağlamak veya torba, kese vb. şeylerin ağzını büzmek için bunlara geçirilen bağ O sabah evvela pijamanın uçkuru kördüğüm oldu. B. Felek 2) mec. Cinsel duygu veya ilişki Doktorlar falan filan hap, banyo ve uçkur perhizi tavsiye … Çağatay Osmanlı Sözlük

behmân — (F.) [ نﺎﻤﻬﺑ ] falan, filan … Osmanli Türkçesİ sözlüğü

Источник

Falan filan

Значения «Falan filan»

It’s said when unimportant something is mentioned.
same like «bla bla».
For matters that are not taken seriously, it may be used «falan filan».

бла-бла-бла (пустая болтовня)

Söylenmek istenmeyen ya da söylenmesi gerekli görülmeyen bir özel adın yerine kullanılır.
«Onun falan kişiyle arkadaşlığını istemiyorsan, bunu söyleyebilirsin»

Tarih, gün, yer, kişi, kimse ve benzeri sözcüklerle sıfat tamlamaları oluşturulduğunda bu tamlamalar, yinelenmek istenmeyen şeyleri genel olarak anlatmaya yarar.
«Falan gün falan saatte falan yerde buluşalım demiştim, olmadı»

Önem verilmeyen, hafifsenen kimse, şey, filan falan, falan festekiz, falan feşmekân. *

«Falan filan» в текстах

Easy, easy, okay, okay EN1
Fast, fast, come on, EN4 man EN5 (Yes)
Don’t come at me with this-and-that EN6 (Heh)
One fist, your head ZidaneEN7 (Huh)

Easy, easy, tamam, tamam
Pronto, pronto, avanti, lan (ja)
Komm mir nicht mit falan filan (heh)
Eine Faust, dein Kafa Zidane (huh)

Ey domino, tek dokunuşla er şey dağılıyor
Yuh kaboom, tek bir nefesle her şey paramparça oluyor falan filan
Tamamdır sonuna kadar lakabım buldozer

Radio Ga Ga
Tek duyduğumuz, Radio Ga Ga
Radyo falan filan
Radyo, yeni haberler ne?

Seni görmeye geldim.
Senin beni öpüşlerin gibi,
yalan dolan para falan filan tamam
Seni sevmeye geldim.

İsmail bir tuhaf adamdır, üç kuruş için hesap sorandır.
Uyanık geçinir amma yalandır, tüm mal varlığı cebinde olandır.
Liseyi altı senede bitirmiş, cin gibi çocuk bizim İsmail.
Neden bu kadar acele etmiş?

Her zaman ellerimizi çok ovuyoruz
Sebeplerini biliyoruz, ama falan filan
Kendi başınasın

Onlar sayesinde yükseleceğim.
Otaku kitap kurdu kimliği, kimse taklit edemez
Erkekler ilgileniyor, kızlar da oluyor falan filan
Benim rol modelim Einstein ve onun parlak dehası

Eğer bakışlar bir insanı öldürebilirse
Sen ve ben akıl vermek için hayatta olmazdık
Bizim yanımızdalarken, bu sadece bir falan filan
Ama yalnızsak bu daha çok muah muah muah

Açık olayım bahanelerden sıkıldım, evet
Falan filan
Üzgün ​​ifaden biraz sorun bebeğim

İyiydin
Noldu?
Falan filan
Herhangi bir şey için heves

Bir çok farklı çeşitte şey görsem bile
Genelde hiç bir şeyi tam olarak beğenmem
Falan filan istediğim çok fazla şey var
Birinci sınıflar ondan daha çok birinci sınıflar

Herkes falan, filan
Çok konuşuyorlar ama umurumda değil
Falan filan konuşmaya devam edebilirsiniz
Konuşmaya devam ediyorlar, ben de yürümeye devam ediyorum

Seni ele geçirmek için rom ve kola, na, na, na
Bana bunu istediğini söyle «La, la, la»
Bunu konuşmanı seviyorum, falan filan
Zaman geçiyor, ben bekliyorum

Sanırım sosyalleşti
Kimse falan filan gibi görünmüyor

Tam bir yıl can alacağım var birinden
(Bir yılımı da işte falan filan içsin)

Источник

falan filân

1 falan filân

2 falan fıstık

См. также в других словарях:

falan filan — is. Önem verilmeyen, hafifsenen kimse, şey, filan falan, falan festekiz, falan feşmekân Ona kâğıt, kalem falan filan lazım … Çağatay Osmanlı Sözlük

falan — zm., Ar. fulān 1) Söylenmesi istenmeyen veya gerekli görülmeyen bir özel adın yerini tutan kelime, filan Bana falan geldi, falan gitti diye anlatmaya başladı. 2) is. Cümlede belirtilen nesne veya nesnelerden sonra gelerek ve benzerleri anlamında… … Çağatay Osmanlı Sözlük

filan — zm., Ar. fulān Falan Birleşik Sözler filan falan falan filan … Çağatay Osmanlı Sözlük

filan falan — is. Falan filan … Çağatay Osmanlı Sözlük

falan festekiz — is. Falan filan Unutma, yok bilmem, görmemiş, falan festekiz gibi masallar anlatmaya başladı … Çağatay Osmanlı Sözlük

falan feşmekân — is. Falan filan … Çağatay Osmanlı Sözlük

falan fıstık — is., ğı Falan filan … Çağatay Osmanlı Sözlük

Redd — Основная информация Жанры … Википедия

estek köstek — is. Falan filan Haberler iyi değil, rivayetler gönlümü bulandırıyor, sürgünmüş, göz hapsiymiş, estek köstek. A. İlhan Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller estek köstek etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük

uçkur — is. 1) Şalvarı bele bağlamak veya torba, kese vb. şeylerin ağzını büzmek için bunlara geçirilen bağ O sabah evvela pijamanın uçkuru kördüğüm oldu. B. Felek 2) mec. Cinsel duygu veya ilişki Doktorlar falan filan hap, banyo ve uçkur perhizi tavsiye … Çağatay Osmanlı Sözlük

behmân — (F.) [ نﺎﻤﻬﺑ ] falan, filan … Osmanli Türkçesİ sözlüğü

Источник

Добавить комментарий

Ваш адрес email не будет опубликован. Обязательные поля помечены *